- sıkmak
- -ar -i1. 捆紧, 束紧, 系紧; 搂紧, 抱紧: Ben onu göğsüme sıkıyorum. 我紧紧地把他抱在怀里。2. 压, 榨, 挤, 拧: çamaşır \sıkmak 拧干衣服 limon \sıkmak 挤柠檬汁 üzüm \sıkmak 榨葡萄汁3. 挤, 勒: ayakkabı ayağı \sıkmak 鞋挤脚 Kemer belimi sıktı. 我扎上了皮带。4. 压, 喷: flit \sıkmak 喷杀虫剂 yangına su \sıkmak 向着火点喷水5. 射, 射击, 发射: Üç kurşun sıktı. 他开了3枪。6. 使窘迫, 使困烦; 使为难, 苛求: Çocuğu çok sıkıyorlar. 他们对孩子太苛求了。7. 使厌倦, 使感到无聊: Böyle şeyler insanı sıkar. 这类事情使人厌烦。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.